Recent Posts

19 Eylül 2016 Pazartesi

|| Tuba Atıcı Coşar-Aşk Tutkusu || Yorum



  Kalemini de kendisini de çok sevdiğim canımdan öte Tuba'mın Aşk'a Dair serisinin ikinci kitabı olan Aşk Tutkusu sonunda bitti. KPSS gibi bir bela vardı başımda o yüzden elime kitap alamıyordum. Bu yavaşlığım ondandır. Çok uzatmadan sizi yorumumla başbaşa bırakayım.

  Karşındaki insanın seni üzeceğinden eminsindir, mantıklı yanın ona güvenmez ama o deli yanın ona sonsuz güvenir, inanır. Dilindedir "Seni istemiyorum." ama kalbinden geçen "Nolur beni ikna et."tir. İşte Beren de tam olarak bu durumda. Geçmişinde aldığı darbe artık onu her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmeye itmiştir. Berk'i istememesi gerektiğine inanır, ondan her fırsatta kaçmaya çalışır ama aynı zamanda hızla ona çekilir. Peki, Berk? Beren kaçtıkça o kovalar, her an karşısına çıkar. Yani tam bir yüzsüzdür reddedildikçe üstüne daha çok düşer. Tabi herkes gibi onun da bir dayanma gücü vardır.

  "Bu sana son uyarım Beren, seninle sadece bir süre daha ilgileneceğim. Eğer benim seni istediğim kadar sen de beni istiyorsan bana bu zaman sürecinde karşılık vermeyi dene. Yok, eğer bu tavrın değişmezse benden bu kadar meleğim."

  Yeter dediği an Beren'in aklı başına gelir ve işte olaylar o zaman başlar.

  "...Sen yakınımda olduğun her an benim için nefes almak bile zor hale geliyor. Sanki soluduğum
havada sen varmışsın gibi, ben sadece seni soluyormuşum gibi hissediyorum. Bu bazen içimi kavurur gibi yaksa da her yanımın seninle dolu dolu olması o kadar hoşuma gidiyor ki."

  Ne dersiniz sizce de Beren birazcık yola gelmedi mi :)

  Her aşk gibi bu aşk da sınanacaktır. Hem de çirkin mi çirkiiin yılan mı yılaaan bir sarı kafa tarafından. Bi ara Göktan da dahil oluyor. Öhöm okurken kendisini aklınıza kazımanızı
tavsiye ederim efenim benden söylemesi :)

  Göktan ve bizim yılan bi kenarda bekleyedursun. Çünkü Berk ve Beren işleri evlenmeye kadar götürüyor.

  "Seni gördüğüm ilk andan beri aklımdasın. Hep oradaydın ve ben seni yeniden bulduğumda nasıl şükrettim, anlatamam. Kimse senin gibi beni kendimden geçirmedi, kimsenin bunu yapmasına izin vermedim ama sen içime sızıp tenime, aklıma ve kalbime işlerken yemin ederim gıkımı çıkaramadım."

  Yalnız ufak bir ayrıntıyı gözden kaçırıyorlar. Daha doğrusu görmezden geliyorlar. O ayrıntı Beren'imizin abisi Baran'dır. Baran'ın bu ilişkiden haberi yoktur ve vereceği tepkiden Ela da dahil hepsi ölümüne korkmaktadır. Ve korktukları başlarına gelir. Baran'ın öküzlüğünü özleyenler, sevenler için o satırların olduğu sayfalar en güzel sayfalar :)

  Hani size yorumun başlarında bir yılandan bahsetmiştim ya heh işte o yılan ortaya çıkıyor ama nasıl çıkmak. Çıkması gerektiği zamanı da öyle bir ayarlamış ki ağzınız açık kalır. Hem de kendine o cadı kaynanayı ortak etmiş. O an Beren'in yerinde olmayı inanın kimse istemez. Adeta içime bir öküz oturdu, yüreğime bir kor düştü. O sayfalarla ilgili alıntı yapmıyorum. Görün kızın sinsiliğini, yazarın hayal gücünü.

  Ve sonuç olarak Aşk Büyüsü yorumumda söylediğimi bu kitap için de söylüyorum, karakterler öylesine gerçek ki okurken aa evet benim arkadaşım da böyle ya da ben de böyleyim diyebiliyorsunuz. Yani bu romanda ne erkek ultra zengin ve ulaşılmaz ne de kadın fakir ve aptal. Ah aptal kadın keşke şöyle yapsaydın, keşke bunu deseydin diyerek kafayı yemiyorsunuz. Çünkü inanın ki Beren sizin içinizden geçen her şeyi ve daha fazlasını yapıyor, söylüyor. Hatta çoğu zaman abarttığı da oluyor. Mesela;

  "İnsanoğlu beyninin sadece bir kısmını kullanıyormuş ya... İşte sen ya hepsini kullanmayı başardın ve bu sana çok fazla geldi ya da çok az bir kısmını kullanıyorsun. Ve bence ikinci seçenek muhtemelen daha gerçek, haberin olsun."

  Biricik yazarım emeğine sağlık. Bu seri için nasıl uğraştığını biliyorum ve emeğinin karşılığını da alacağına eminim. Ayrıca Kemal ve Didem'i bir an önce yazman dileğiyle. Son olarak ben kitabı çok çok sevdim. Aşk Büyüsü'nün yeri bende ayrıdır ama Aşk Tutkusu'nu da bir o kadar sevdim. Umarım siz de beğenirsiniz. Keyifle okuyun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder